Bu silahlardan ve mermilerden bir bölümünün özel Harekat Daire Başkanlığı kaynaklı oldukları ve 1993-1994 yılları itibariyle Emniyet Genel Müdürlüğünde kuvve kayıtlarında bulunmaları gerektiği tesbit edilmiştir. Savcılıkça doğrudan doğruya takibatta bulunulur.Ancak Zabıta Amirleri hakkında hakimlerin görevlerinden dolayı tabi oldukları muhakeme usulü tatbik olunur. 1996/28590 Hz. sayılı iki adet dosyası bulunduğu bildirilmiş olup, ilimizde bulunan diğer Adli merciilerce hakkında yakalama ve gıyabi tevkif müzekkeresinin bulunmadığı cevabi yazılarında bildirilmiştir." şeklinde cevap verildiği incelenmiştir. Buna rağmen bu silah ve mermilerin kaza yapan otomobil içerisinde ve orada bulunan kişiler elinde ne maksatla bulundukları ve onlara nasıl intikal ettirildikleri, Emniyet Genel Müdürlüğünün cevabi yazılarında izah edilememiştir. Şanlıurfa Milletvekili Sedat Edip BUCAK’ın korunması için 22.6.1996 tarihli İl Koruma Kurulu sadece bir polis görevlendirmesini uygun gördüğü ve bu kararın İçişleri Bakanlığı Merkez Koruma Kurulunca 25.7.1996 tarihinde benimsediği ve bu durumun İçişleri eski Bakanı Mehmet AĞAR tarafından 06.08.1996 günü Bakan olarak onaylandığı görülmesine rağmen 06.08.1996 günü Sedat Edip BUCAK’a 4’ü İstanbul’da 2’si İzmir’de görev yapan 6 kişinin tahsis edilerek tayinlerinin yapılması, bu kişilerin ise derhal koruma görevine başlamayıp 3 aylık bir dönem içinde ayrı ayrı göreve başlamalarının ise korumada aciliyet olmadığını ortaya koyması, Sedat Edip BUCAK’ın yazılı talebinin tayinlerden bir gün sonrası olan 07.08.1996 günü yapılması, eskort diyarbakir bu korumalardan 3’ünün Ömer Lütfü TOPAL cinayeti ile ilgili olarak gözaltına alınan kişiler olması birinin de bu kişiler lehine tanıklık yapan kişi olması dikkat çekmektedir. Jandarma Genel Komutanlığından alınan 13.12.1996 gün ve 223/83 sayılı cevabi yazıda; basında Söylemezler Çetesi olarak yer alan ve içinde Silahlı Kuvvetler ve Polis Teşkilatı mensubu bazı kişilerin de bulunduğu ileri sürülen örgüt ile ilgili olarak adli işlemlere paralel şekilde ayrıca detaylı bir idari tahkikat yapılarak ihmali görülenler hakkında kanuni takibat başlatılmıştır
Gerçekten hâkimin yanına dosya gitti, yahu ayıp ya, tutarsız, dayanaksız, keyfî maceralar peşine girmiş bir devlet orada. Şimdi, bu Ali Kaya bir Antep'e gitti, öyle, yani, oraya atamasını yaptılar. CEVAP - Ha, burada, Ali Kaya bizzat bana bu kelimeyi söyledi. SORU - Ali İhsan Kaya hiç gözaltına alındı mı? Beni gözaltına aldı. Beni gözaltına aldıktan sonra, benim çocuğum yine şeyde, o an için o da Erzurum'daki şantiyede; Erzurum'daki şantiyede çalışıyor, gitmiş, işi teslim ediyor, haber geliyor babanı yakaladılar. Jandarmaya götürdü, o gece gözaltına aldılar, bizim gözlerimizi bağladılar. Hizbullah diye bir şey yok, sadece onlar bu ajanları kullandılar, militan aldılar, para verdiler ve bazı yerlere saldılar. CEVAP - Vallahi, otopsi raporunda böyle bir şey yok; çünkü,orada şey yok, otopsi raporunda yoktu öyle bir şey. Bu adam bu bilgileri verecek diye onu da öldürttüler ve Hizbullah'a şey ettiler, Hizbullah’a mal ettiler. Başsavcıyı nasıl denetleyeceksin. Adam vicdanları tabiî tamamıyla ceplerine koyuyorlar. Yani, adam kahvede oturuyor, işyerindedir ve PKK'yla irtibatlı yani. Aldık gittik, bakın bu adamı alın buradan, yoksa, bu daha çok büyük facialara neden yaratıyor ve resmen, adam, PKK'yla işbirliği, yani, Semdin Sakık'tan yardım istiyor, bilgi istiyor. Ben dedim ki: "Bak kardeşim, gerçekten sen bir figüran mısın, yoksa, hakikaten PKK'nın militanı mısın veyahut benimle alay mı ediyorsun?" Dedi: "Yok, ben PKK elemanıyım." Dedim: "Bak, beni iyi dinle. Kimseye ben şimdiye kadar para vermemişim ve vermem de. Ama, sen mademki beni aradın, bak, sana bunu söylüyorum. Buradan ta Bekaa Vadisine kadar ne kadar PKK'lı varsa, sizin baştaki Abdullah Öcalan'ınız dahil olmak üzere, hepsinizin -affedersiniz- hepinizin ananızı avradınızı böyfe, böyle, böyle yaparım; var mı ötesi?!." Aynı böyle küfür ettim. CEVAP; Tabiî, 98 Mayıs ayının 25'indeydi veyahut haziranın ilk haftalarıydı. CEVAP; Hiç açılmadı. Yok ki bir şey, suç yok. Ondan sonra benden laf filan almaya; bir şey yok. Bu Gaffar Okan'ı dahi, onu da kullanmaya çalıştı; fakat, bir şey beceremedi. Kulp savcılıktan geliyor; böyle bir şey yok. CEVAP - Evet. Yalnız, bir şey anlatayım. Neyse, ondan da bir şey çıkmayınca, biz gittik oraya, savcılıkta İsmail Yazgan Beyi hemen serbest bıraktılar. O kadar devam etti ki, detaylı bir mahkeme ki hâlâ da sonuçlanmamış. O kadar ki hain olduk; bir çırpıda hain olduk yani. Nasıl oldu da biz hain olduk? SORU (Ordu) - 1998 sonrası sizin Ali Kaya'yla hiç görüşmüşlüğünüz oldu mu? SORU - Tanışmanızdan başlayayım. SORU - Tamam, hepsini çıkarmaya gerek yok. SORU - Zaten o dosyayı verecek bize.CEVAP; Hayır, orada da var.SORU ;Sayfa var mı, sayfası
jimmysoutter80
26 Blog posts