X ŞAHSIN "Paşam duydun mu?" "Yaşar BÜYÜKANIT bizi çok yanılttı ya" dediği, H.ERTEKİN' in "ÇOK ÇOK HEPİMİZİ MALESEF, BEN EN BÜYÜK DESTEKÇİSİ BENDİM ve komutanımıza sahip çıktık ve genel kurmay başkanı olması için olabilmesi için yapmadığımız şey kalmadı ama maalesef şuan yapılabilecek bişey yok diyor ve kendisi bakalım böyle dümen suyuyla benim kalmış teskereme 8 ay diyor 8 ay sonra ben zaten yokum ... bu riske girmem diye kimseyle hiçbir şey yapmıyor ama" dediği, "....İlker paşayı da Genel Kurmay Başkanı yapmayacaklar" dediği, X ŞAHSIN "Ne diyorsun Paşam ya" dediği, H.ERTEKİN' in "...2 tane Afyonlu Kara Kuvvetlerindeki 2 Afyonlu ...kara kara düşünüyorlar ne olacağını" "İlker paşa Ergun SAYGUN Paşa İkinci Başkan o kara kara düşünüyor nasıl dalaşırım İlker paşayla diye" "Ergun SAYGUN'la İlker BAŞBUĞ, kedi köpek gibiler birbirleriyle şimdi dalaşacaklar" dediği, X şahsın "O zaman Yaşar Paşayla da İlker'in arası iyi değil o zaman" dediği, H.ERTEKİN'in "İyi değil görüşmüyolar ki zaten" dediği, bir süre İlker BAŞBUĞ'un Genel Kurmay Başkanı olması ile ilgili konuştuktan sonra X ŞAHSIN "Yav karşılıklı gelemiyoruz da ihtilal Paşam Ya" dediği, H. ERTEKİN’in "Abi olmaz şuan şuan konjektür uygun değilama bir şey olabilir muhtıra tarzı bir şey olabilir, yani oda Genel Kurmay kaynaklı değil söyliyeyim size hani vardı ya bizim eski malum esmi giden arkadaşlar vardı bizim ... Grup o grubun yaptığı gibi bir çalışma var öyle hissediyorum" dediği, X ŞAHSIN "Kim Grup?" dediği, H.ERTEKİN' in "Aytaç Grubu işte o grup gibi bi grup çalışması var diye hissediyorum bakalım inşallah bi sıkıntı olmaz, bu telefonlar sağlam olmadığı için dinlenildiğini bildiğim için" "Söylüyorum" "Yok hayır benim söylemem uygun olmaz çünkü, yani ben söylersem arkadaşlar şey yapıyolar ertesi günü almıyolar yani bu konuları niye paylaşıyorsun diye alınabiliyorlar" dediği,
Alparslan'la okul arkadaşlığı dışında daha sonraki yıllarda uzaktan arkadaşlıklarının devam ettiğini, Salih KURTER'in yanma birkaç sefer kendisini götürdüğünü, Salih KURTER'in yaşlı bir adam olduğunu, hiçbir tarikatla ve cemaatle alakasının olmadığını, kendilerine herhangi bir eylem telkininde de bulunmadığını, bu tür bir konunun bahsinin dahi geçmediğini, 80-90 yaşında bir adam ve beş tane hastalığının olduğunu, bu hastalıklar sebebiyle siyasi işlere girebilecek bir adam olmadığını, Danıştay olayı olunca kendisinin de çok şaşırdığını, ayrıca üzüldüğünü, böyle bir olayın tasvip edilmesinin mümkün olmadığı gibi, böyle bir olayda Türkiye'ye büyük bir zarar verildiğini ve ihanet edildiğini düşündüğünü, Cumhuriyet gazetesine atılan bombalar için da aynı düşünceleri paylaştığını çevresindeki arkadaşlarına söylediğini, aradan 40 gün geçince birden Alparslan ARSLAN'ın kendi ismimi verdiğini, o günlerde kız istemeye gidecek ve nişan yapacak olduğunu, tam bu arada kendisinin gözaltına alındığını, oradaki ifadeleri neyse, şimdiki ifadelerinin de aynı olduğunu, gizleyecek ve saklayacak bir şeyinin olmadığını, niçin kendisi hakkında böyle bir iftira attığını bilmediğini, avukatının son celse mahkemeye yazılı olarak sunduğu ve kendisine de söylediği Saygı ÖZTÜRK'ün bir röportajına dayanarak Veli KÜÇÜK'ün "Ben Muzaffer TEKİN'i Süleyman olarak tanıyordum." şeklindeki beyanından bahsettiğini, bu beyanı herhangi bir yerde görmediğini ve avukatı söyleyince haberinin olduğunu, avukatının duruşmada bunu mahkemeye söylediğini, ancak tutanağa geçip geçmediğini bilmediğini, Ayrıca Ocak ayındaki duruşma sırasında mahkeme nezarethanesinde Osman YILDIRIM'ın kendisine avukatına söyle benimle görüşsün, senin için iyi olur dediğini, kendisinin de avukatı Mehmet ENER'e söylediğini, kendisine herhangi bir şey söylemediğini, ancak daha sonraki duruşmada Osman YILDIRIM'a sorduğunda ben avukatınla görüştüm dediğini, avukatıyla bu konulan görüşmediğini, kendi aralarında ne görüştüklerini bilmediğini,
Gazze Şeridi'ndeki çatışmalar mayıs 2004'te, Erez ve Kami geçiş alanlarındaki birçok saldırı girişimlerinin ardından, feci şekilde arttı. 2 mayısta, Filistinli militanlar, hamile bir kadını ve dört kızını vurarak öldürdü.[133][134][135][136] Uluslararası Af Örgütü, bu saldırıyı bir insanlık suçu olarak gördüğünü açıkladı ve Filistinli silahlı grupların, İsrail ve İsrail işgali altındaki yerlerde, sivilleri hedef almamaları gerektiği çağrılarını tekrarladılar.[137] Buna ek olarak, 11-12 Mayıs tarihlerinde, Filistinli militanlar iki İsrailli zırhlı aracı yok edip 13 askeri öldürdü ve vücutlarını parçaladılar. İsrail Güvenlik Güçleri iki baskın yaparak cesedleri aldılar. Bu baskınlarda 20-40 arası Filistinli öldürüldü ve baskının yapıldığı alana büyük zarar verildi. Daha sonra, 18 mayısta, İsrail Güvenlik Güçleri, Gökkuşağı Operasyonunu başlattı. Operasyonun amacı Rafah'taki terör yapılarını vurmak, Diyarbakır Escort kaçakçılık tünellerini yok etmek ve tank savar silahlarla SA-7 füzelerinin nakliyatını durdurmaktı. Operasyonda 41 Filistinli militan ve 12 sivil öldürüldü ve 45-56 civarında Filistinlilere ait bina yok edildi. İsrailli tanklar, yaklaşan Filistinli protestocuların üzerine yüzlerce bomba attı ve 10 Filistinli öldü. Protestocular, Diyarbakır Escort İsrailli askerlerin uyarılarını dikkate almadı. Bu olay operasyona karşı dünya çapında tepkiye sebep oldu.
zachausmann686
5 Blog indlæg