İFADELER Erhan TİMUROĞLU ifadesinde; Yargılanma sürecinde Alparslan ARSLAN'm " Biz yakında çıkacağız, fazla kalmayacağız, hepimiz çıkacağız" dediğini duyduğunu, ancak nasıl çıkacaklanm söylemediğini beyan etmiştir. İsmail SAĞIR ifadesinde ; Alparslan ARSLAN'm bu eylemlerden sonra kendisinin çok önemli yerlere geleceğini, birlikte önemli yerlerde bulunacaklanm söyleyerek kendilerini motive ettiğini, Yargılama sürecinde mahkeme nezarethanelerinde bulunduklan zamanlarda Alparslan ARSLAN'm Süleyman ESEN'e "Senin hakkında yalan söylediğim için pişmanım, o gün neden böyle bir şey söylediğimi bilmiyorum, keşke senin için böyle bir şey söylemeseydim, hakkını helal et" dediğini, aynca " Bu yargılamanın önemli olmadığmı,zaten hepsinin kısa zamanda çıkacaklanm " söylediğini, ancak neye dayanarak böyle bir şey söylediği hakkında fikir sahibi olmadığını beyan etmiştir. Gizli tanık ifadesinde ; Alparslan ARSLAN'm kendisine "Yönetim Değişecek Dört Beş Yıl Sonra Devlet Temizlik Yapacak" şeklinde beyanlarda bulunduğunu beyan etmiştir. Mehmet Zekeriya OZTÜRK'ün ifadesi; 2003 Mayıs ayında Ulusal Kanal Danışmanı ve Özel Haberler Müdürü olarak göreve başladığını, bir süre sonra Aydınlık Dergisine yazı yazmaya başladığını, Doğu PERİNÇEK'in partinin üst yönetim kadrosunda olmasını istediğini, Doğu PERİNÇEK'in danışmanlığını
13.11.2007 tarihinde saat: 14.06 sıralarında Muhammet YUCE'nin kullanımında bulunan 0 537 878 66 42 numaralı telefonu, M. Fikri KARADAG'ın kullanımında bulanan 0 216 449 14 35 numaralı sabit telefonla aramasıyla yapılan görüşmede özetle ; Mehmet Fikri'nin "O şeyin delikanlının telefonunu kaçtı, o bana vermişti ama ben onu biyerde kaybetmişim.", Muhammet'in "Onu şey mesajlamı göndereyim?" Mehmet Fikri'nin "Yok, o telefonu hiç kullanmıyorsun." "O 24 saat dinlemede.", Muhammet'in "Hangisi komutanım sizinki mi" , Mehmet Fikri'nin " O senin ikisi de. Ceplerin ikisi de.", Muhammet'in "Anladım başka bir numara verin bana." Mehmet Fikri'nin "Eee o numarayı şimdi veremiyorum", "Verirsem ikisi de şu anda elimdekiler öyle" , "Olursa ben sana ordan zaten mesaj çekerim. Bir tane alırsam yeni hat" , Muhammet'in "Şimdi ne var komutanım, Var mı bişey" , "He şeyi, dün gazeteyi okudum, gazetede şey var" , "Tespihli mespihli ne oldu onlar" Mehmet Fikri'nin "Onlar yalancı peygamber olmuş işte. Seçimden sonra benim zaten hiç uğradığım yok ya terk ettim", Muhammet'in "Bıraktınız mı siz orayı" , Mehmet Fikri'nin "Terk ettim bırakmış gibi bişey artık. Yanı napayım artık", Muhammet'in "Nasıl yapalım orayı şimdi" Mehmet Fikri'nin "Konuşmamız lazım işte, onun için hemen en kısa zamanda" dediği, Muhammet'in "Tamam komutanım onu hallederiz. Tamam var mı bi emriniz komutanım." Mehmet Fikri'nin "Ben seni 10 dakika sonra ariyayım. O çocukla görüşmem lazım." "...Bir kaç dakika sonra anyacam. O telefonu bana bildir. Onu yazdır bana"
2 Şubat 2004 tarihinde, İsrail Başbakanı Ariel Şaron, Gazze Şeridi'ndeki bütün Yahudi yerleşimcileri transfer edecek planını açıkladı. Muhalefet tarafı bu açıklamayı bir medya propagandası olarak görüp tersledi ama İsrail İşçi Partisi, böyle bir kararı destekleyeceğini belirtti. Şaron'un sağ kanat koalisyon partnerleri Milli Dindar Parti ve Milli Birlik, planı kabul etmedi ve uygulamaya konulması durumunda hükûmetten ayrılacakları sözünü verdiler. Oslo ve Genevre Anlaşmalarının mimarı ve barış aktivisti Yossi Beilin de çekilme planını kabul etmedi. Gazze'den barış olmadan ayrılmanın terörü ödüllendireceğini belirtti. Geri çekilme planının Ariel Şaron tarafından ilan edilmesinin ve Erez geçiş alanı ve Ashdod limanındaki intihar saldırılarının ardından, İsrail Güvenlik Güçleri, cevap olarak Gazze şeridi'ne (Rafah ve çevresindeki mülteci kamplarına) silahlı baskınlarda bulundu ve 70 Hamas militanını öldürdü. 22 mart 2004 tarihinde, İsrail silahlı helikopterlerinden biri Hamas lideri Şeyh Ahmed Yasin'i, Diyarbakır Escort iki korumasını ve orada bulunan dokuz kişiyi öldürdü. 17 Nisan'da, Hamas'ın birkaç intihar saldırısı girişiminin ardından, Yasin'den sonra gelip yerine geçen Abdul Aziz El-Rantisi'yi öldürüldü oğluyla birlikte.
Özlem ve Erkut ERSOY birbirlerine iyi dileklerini ilettikten sonra Erkut ERSOY'un " Valla iyidir biz de işte sürekli sahadayız, ben şu anda dışarıdayım da yani sürekli işte böyle ben Düzce'deki şeyi PKK ile ilgili çalışmaları üstlendim, burada PKK ile ilgili işte izlediğimiz şahıslar var, işte onlara bakıyoruz normal şekilde devam ediyor biz sahadayız" "İşte Hizbullah olsun, diğer İslami fonksiyonlar, biraz bu ortamdan da şey bulup cesaret bulup, böyle biraz kuran kursları açıyorlar, ...biz de bu şeylere karşı uyanığız, devamlı işte o ortamlara giriyoruz çıkıyoruz, arkadaşlarımız her türlü kılıkta onların içerisindeler yani, devamlı takip ediyoruz, herhangi bir durum var mı yok mu ne gibi bir şeyler olacak işte telefon takibi şu bu işte" dediği, Özlem'in "Orada herhangi o konuda bir ihtiyaç olursa, yardımınız benim, o yönde de şeyim var çünkü, geldim gittim onlan biliyorum ben anlanm yani" dediği, Erkut ERSOY'un "o zaman kara çarşafa girmeniz lazım, bizim buradaki elemanlar kara çarşaflı, kara cübbeli, sakallı geziyorlar, kara çarşafa gireceksiniz yirmi dört saat gelin buyurun" dediği, Özlem'in "Tamam tasavvuf dilinden anlanm en azından ... bilemem de" dediği, görüşmenin devamında uzun bir süre, Zihin Kontrolü hakkında konuştuktan sonra Erkut'un "..Biz bu şebekenin peşindeyiz" "mesela bazı insanlardan zihin kontrolü ile ilgili şikâyetler geldiği zaman biz hemen gönderiyoruz bizim elemanlan, hemen Frekans taraması yaptmyoruz evinde iş yerinde" dediği,
son31o73733766
14 وبلاگ نوشته ها